YEMEN VE YENİLMİŞLİK
Düşünün ki bir ülkenin kaderi bir başka ülkenin elinde olsun… Nasıl bir duygu ve çaresizlik!
Anlayabilmek için biraz geriye gidelim, 15 asır öncesine; tarihte ‘fil vakası’ diye bir olay vardır. Bu olayı hemen hemen hepimiz biliyor ve bütün namazlarımızda da bunu ilk sıralarda okuyoruz. Ben bugün için bu sureyi okuduğumda bana daha başka çağrışımlar yaptığını anladım. 15 asır önce, altın, inci ve çinilerle süslü, Kulleys adında Bizanslıların yardımıyla Yemen’in en büyük kilisesi Ebrehe tarafından yaptırılmıştır. Ebrehe aynı zamanda Yemen’de görevli Habeş valisidir. Amaç Mekke’deki Kabeye rakip olmaktır. Çünkü o zaman ticaret merkezi olan Mekke, o dönemde çok büyük bir rant kapısıdır. Bunu hazmedemeyen batı kendine göre çözüm arayışı ya da bugünkü tabirle kapitalizmin kavgasını veriyordu. Bu kavga ne için, kim için ve nedendi? 21. asrın insanına sormak lazım. Değişen nedir? ‘Sizin taptığınız benim ayağımın altındadır’ sırrı mukabilince neye tapıyorduk? Neleri kimler için feda ediyor ve bunun akabinde nasıl bir kimlik ve şahsiyete sahip oluyorduk.
Gelinen nokta şu: çıkar elde etmek, ederken de birilerini ezmek, öldürmek, kelle koparmak dahası kendimizi kendi ellerimizle yok etmek olmuyor muydu? Hala bu ‘KAVGA’ bugünde devam etmekte, semiren bedenimizi daha da semiz ve şişman yaparak birilerinin açlıktan ölmesine aldırış etmeden yolumuza devam edebilmekteyiz. Yemen’e Suudi Arabistan’ın bugünkü düşmanca davranışının sebebi bu değil mi? Sanki tarihi bir ‘öç’ alıyorlar. Doymadınız, dünyaya doymak bilmeyen mideleriniz kafalarınızdan daha çok çalışıyor belliki.
Bütün ırkçılığa karşı olan İSLAMI ‘Arap ırkın’a has kıldınız. Oysa fil suresi ırkçılığa karşı bir söylem içermektedir. Bunu anlamak o kadar zor mu?
Mealen fil suresinde:
Haberin yok mu (ey Rasulüm) Rabbin fil ordusuna ne yaptı?
Onların planlarını bozmadı mı?
Üzerlerine kalabalık sürüler halinde kuş gönderdi.
Onları (cesetleri) taşların üzerine atıyor fırlatıyorlardı.
Onları sap dibine kadar yenmiş ekin yapraklarına benzettiler.
a) Burada toplu bir helak yok
b) Kabe’yi, samimi inanan insanlar için Allah yardımını esirgememiştir.
c) İbadetler bir rant elde etmek için yapılmamalıdır.
d) Dinin aslını siyasi mezhep ve ideolojilerinize kurban edemezsiniz.
e) Dava, insanın var oluş davasıdır.
f) Dava Allah için Allah’ın dinine yardım ve yayma davasıdır.
Tüm kapitalist, evanjelist, kominist, islamı kendi malı gibi görenlere bir başkaldırı ve mesajdır.
Bugün bu kadar yükü eza ve cefayı, kim neden çekmek zorunda bırakılmış. Bu soruların cevabını birileri vermek zorundadır. Kısır mezhep çatışmalarının Müslümanları ayrıştırmasına bölmesine müsaade edilmemelidir.
İnsan ‘emek’ demektir.
Emeğe saygı, Allaha saygıdır.
Hiçbir insan ölmeyi öldürülmeyi, ölüme terk edilmeyi hak etmiyor.
‘Bizi işiten gören Rabbim elimiz eremedi, gücümüz ancak yazmaya yetti, bize ve tüm insanlığa yardım et, bizi de bu yardımına dahil et.’ Amin.
Selam ve dua ile…
0 YORUM