ESKİTİLDİĞİ İLETİLEN ŞEHİR; YENİŞEHİR

Konuşan Köşe’de, siz konuştunuz,

Biz yazdık.

Yazdıklarımızın üzerini çizmedik. Ama önemle altını çizdiklerimiz oldu.

Altını çizdiklerimizi de artık yazmak yerine muhatabına bizzat aktarma şerefine nail olduk çok şükür.

Biz derdi dinleyip, dermanı dertlendirenden beklemedik aslında! Sessizliğin arkasındaki sis bulutlarını merak ettik!

Dertlendirenlerin vurdumduymazlığını da görünce hak-hukuk ve adab-ı muhaşeret çerçevesinde gerekli bilgilendirmelerle gerekenleri ziyadesiyle ilettik.

Ne ilettik?

-SULAMA BİRLİĞİ’NDE çıkar çarkları ile alavere-dalavere sözlerle, taka-tuka Sendika ayağına al takke-ver külah yöntemleri ile çiftçimizin tanımlaması SÜLÜN OSMAN lakabının namına yakışır kişilerin nasıl MATRUŞKA BEBEK gibi iç içe geçmiş bir şekilde geri planda birbirinden beslendiğini ve beslenirken Çiftçinin SU'yunu nasıl çıkarttığını ilettik.

Bunların Esnafımızın ve çiftçimizin rızkına nasıl göz koyduğunu ilettik.

Hepsini ilettik!

Ama iletmeden önce yazmamız gerekirdi.

Yazdık çünkü yalanlama çıkmadı…

Yazdık çünkü cevap çıkmadı…

Yazdık hakkımızda dava açan olmadı…

Yazdık, karşı taraflar tüm sessizliği ile SUKUT İKRARDAN GELİR ilkesi gereği vurdumduymaz havası altında tüm yazılanları KABUL ETTİĞİNİ göstermiş oldu…

Biz de sonucu gereken yerlere ilettik.

Artık bize düşen doğru işi yapmanın gereği olarak olanları izlemek…

-------

Bir köşe yazısında bana ithafen traşçı takımı kelimesi kullanılmış…

Çok şükür mesleğimin üniversitesini okudum ve mesleğimin görevini yapıyorum.

Helal yoldan kazanılan her para kutsaldır. Biz üniversite mezunuyuz diyerek ahkâm kesmeyip hem milletle iç içe olma imkanı bulmak için mesleğimizin esnaflığını hem de öğretmenliğini yapıyoruz.

Tabi ŞİPŞAKçılıkla gençliği geçenler,

dün övdüklerine menfaati bitince sövenler,

geçmişte yer den yere vurduğu kişiler günümüzde cebine harçlık koyunca, harçlık aldığı kişiyi yere göğe sığdıramayanlar,

bunu anlamaz…

Onların DEĞERİ değil EDERİ vardır.

Ve ederi kadar konuşmasının bende hikmeti harbiyesi yoktur.

Ayrıca AH DAVUT VAH DAVUT! Başlıklı yazının başlığını çok beğendim ama yazının içeriğini ben doldurayım istedim.

CUMHUR İTTİFAKININ BELEDİYE BAŞKANINI övmek ve savunmak gazeteciler içinde sadece FETÖ’den yargılanmış birini kaldıysa AH ki AH! VAH ki VAH!

Ama şaşırmadım TV’lerde elinde kaşıklarla kıvıran Adnan Hoca isimli şarlatan da yıllarca ‘HARUN’ yahya diye yutturdu kendini topluma…

FETÖ kokan hareketler ve kaşık havası ile kıvırmalar birleşince, demek ki isim benzerliği tam yerini buluyor…

Bunun iletilecek bir kaydedeğer özelliği olmadığı için iletemedik…

Sadece elimizin tersi ile ittik…

Gelelim medarı iftiharlarımıza!

Onları da ilettik

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİNE! Misali elindeki imkanla millete zillet olanların resmen Milletin temsili ama ruhen milletin iradesinin zalimi olduğunu ilettik…

İttifakız diye diye, ittifak içinde nifaklar ile kendini BOLU BEYİ zannedenlerin bu ittifak içinde oluşturduğu ihtilafı ilettik.

İttifakın seçmenin muzdaripliğini de ilettik.

Milliyetçi muhafazakâr yeni genç kuşağın muzdaripliğini de ilettik.

DOĞRU YOLUN YANLIŞ YOLCUSUNUN YENİ ARAYIŞLARINI da öğrenip teyit ettik-ilettik.

Kral’dan çok kralcıların da bulundukları ortamda BOLU BEYİ YAVERİ oluşlarını da ilettik…

İttifak oyları ile makamlara oturanların SOKAK ARASI KABADAYI edasıyla tavırlarda, nasıl tehdit edildiğimizi ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Toplantılarında; İletişimden uzak bir ruh hali ve mahalle kabadayısı tavrı ile ittifaka zarar veriyorsun safsatasını işitmek zorunda kalışlarımızı ilettik...

HERŞEYİN BEDELİ! Var dedik ilettik…

İletildi mesajını aldık…

Şimdi izleme zamanı…